28 Mayıs 2011 Cumartesi

Buna Güvenerek Gevşek Davranırlar


Hazret-i Enes (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmişdir:

“Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile Muaz bin Cebel bir deve üzerinde, önde Rasûlullâh ve arkasında Muaz ibn-i Cebel giderlerken Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Hazretleri buyurdu ki: “Yâ Muaz bin Cebel, yâ Muaz” (Muaz: “Emrindeyim yâ Rasûlallâh, buyur” dedikden sonra Peygamber şöyle buyurdu): “Yâ Muaz, her kim kalbinde tam bir bağlılıkla, Allâh’dan başka ibâdet edilecek bir varlık olmadığına ve Muhammed’in de Allâh’ın peygamberi olduğuna şehâdet ederse Cenâb-ı Allâh muhakkak sûretde (bu îmânı korudukca) ona Cehennem’i haram kılar.”
Sonra Muaz:
“- Ey Allâh’ın Rasûlü! Bu haberi Müslümanlara ileteyim de sevinsinler” dedi.
Peygamber Sallallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“- O zaman buna güvenerek gevşek davranırlar.”
Muaz ölürken, bu Hadîs-i Şerîfi gizli kalmaması için açıkladı.


[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî, İMAN BAHSİ, sh: 50, Hadîs-i Şerîf: 80]



Söylemediğim Bir Şey’


Hazret-i Seleme bin Akva (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmişdir:

“Her kim söylemediğim bir şey’i bana atfederek söylese Cehennem’de oturacağı yeri hemen hazırlasın.”


[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî, İMAN BAHSİ, sh: 43, Hadîs-i Şerîf: 69]



Kalbde Zerre Mikdârı Hayır


Hazret-i Enes (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmişdir:

“Her kim LÂ İLÂHE İLLALLÂH der ve kalbinde bir arpa tanesi ağırlığında hayır bulunursa, Cehennem’den çıkarılır. Her kim, kalbinde bir buğday tanesi ağırlığında hayır olur da LÂ İLÂHE İLLALLÂH derse, Cehennem’den çıkarılır. Kalbinde zerre mikdârı hayır olduğu halde LÂ İLÂHE İLLALLÂH diyen de, Cehennem’den çıkarılır.” (Ya’ni, zerre kadar kalbinde îmân olan mü’min ebedî olarak Cehennem’de kalmaz. Bir rivâyetde de hayır kelimesi yerine imân sözü kullanılmışdır.)


[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî, İMAN BAHSİ, sh: 28, Hadîs-i Şerîf: 30]




Din Kardeşliği


Enes (radıyallahu anh)’dan rivâyet edilmişdir.

“Hiçbiriniz, kendisi için istediği şeyi din kardeşi için de istemedikce îmân etmiş olamaz. (bunu yapmadıkca kâmil bir îmân ile mü’min olamaz)!”



[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî, İMAN BAHSİ, sh:18, Hadîs-i Şerîf: 7]



25 Mayıs 2011 Çarşamba

Daha Fazîletli Amel


Hazret-i Ebû Hureyre (radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmişdir:

“Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Selleme: Hangi amel daha fazîletlidir? diye sorulunca, “Allâhu Teâlâ’ya ve O’nun Peygamberine îmân etmek”, buyurdular. Sonra hangisi diye sorulunca: “Allâh yolunda (tevhid kelimesini yüceltib hâkim kılmak için) cihâd etmek” buyurdular. Sonra hangisi? diye sorulunca: “Makbûl bir hac”, buyurdular.”


[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî, İMAN BAHSİ, sh: 22, Hadîs-i Şerîf: 18]



Münâfığın Üç Alâmeti


Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’dan rivâyet edilmişdir.

Münâfığın alâmeti üçdür. Konuşduğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman cayar, kendisine emniyet olduğu veya emânet bırakıldığı zaman hıyânet eder.”


[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî, İMAN BAHSİ, sh:25, Hadîs-i Şerîf: 23]



Peygamber Sevgisi



Hazret-i Ebû Hureyre (radıyallahu anh)’dan rivâyet edilmişdir.


“Bütün benliğime sâhib olan Allah Teâlâ’ya yemîn ederim ki, ben herhangi birinize, babasından ve çocuklarından daha ziyâde sevgili olmadıkca (kâmil bir) mü’min olamaz.”




[Zübdetü’l-Buhârî, Ömer Ziyauddîn Dağıstânî,  ÎMÂN BAHSİ, sh: 18, Hadîs-i Şerîf: 8]